Kan Grubuna Göre Beslenme: İşe Yarar mı?

 “Kan Grubuna Göre Beslenme” dendiği zaman kulağınıza çok mantıklı gelebilir. Çünkü, insanlarda ilk tanınabilir genetik çeşitlilikten biri kan gruplarımızdır. Genetik çeşitlilik de insanları birbirinden ayıran ve her bireyi “benzersiz” yapan en önemli faktördür. Her bireyin genetiğinin farklı olduğu düşünüldüğünde, insanların aynı besin maddelerinin tüketiminden farklı şekillerde etkilenmeleri kaçınılmazdır. Yani, herkese uygun tek bir beslenme biçimi bulunmamaktadır. Bu nedenle, bilim dünyasında da nutrigenetik ve nutrigenomik alanları doğmuş ve bilim adamları kişiye özel beslenme üzerinde çalışmalar yapmaya ve sonuçlarını vermeye başlamıştır. Tüm bunları ele aldığımız zaman, P.J. D’Adamo tarafından 1996'da yayınlanan ve 60'tan fazla dilde 7 milyondan fazla satılan “Kan Grubunuza Göre Beslenme” kitabında anlatılanlar gerçekten işe yarıyor olabilir mi?

KİTAP NE ANLATIYOR?

Kan Grubu Diyeti, bireylere sağlıklarını iyileştirmek ve kronik hastalık riskini azaltmak için ABO kan gruplarına ve neredeyse tüm gıdalarda bulunan karbonhidrat bağlayıcı proteinler olan lektin çeşitlerine göre beslenmelerini tavsiye etmektedir (1).

Kan grubu O olanlar, ilk insanların kan grubu olarak kabul edilmiş, bu nedenle de avcı-toplayıcı dönemine özgü, yüksek hayvansal protein içeren, düşük karbonhidratlı bir diyet önerilmiştir (1).

A kan grubunun, tarım toplumlarının oluştuğu zamanda doğduğu düşünüldüğü için, süt ürünleri içermeyen vejetaryenliğe yakın bir diyet uygulaması gerektiği belirtilmiştir (1).

Kan grubu B olan bireylere, et ve süt ürünleri tüketimi önerilmiştir, çünkü bu kan grubunun göçebe kabilelerden doğduğuna inanılmaktadır (1).

Son olarak, AB kan grubuna sahip bireylerin, grup A ve grup B ‘ye önerilenlere göre bir diyetten yararlanabileceği belirtilmiştir (1).

BİLİMSEL ÇALIŞMALAR NE DİYOR?

'Kan Grubu' diyetinin geçerliliğini ilk test eden, 1.455 kişinin üzerinde yapılan bir çalışmada, kişiler yaptıkları diyete göre sınıflara ayrılmış ve kan değerlerindeki değişimler izlenmiştir (2).

A grubu diyetine uyanlarda serum kolesterol, trigliserit, insülin ve BKİ değerlerinde olumlu değişimler görülmüştür.

AB grubunda da yine bazı biyobelirteçlerde düşüşler tespit edilmiştir.

O grubunda, düşük trigliserit seviyesi görülmüştür. B grubunda ise herhangi bir değişiklik saptanamamıştır.

Bu kişiler, kan gruplarına göre değil de beslenme şekillerine göre sınıflandırıldığı için A grubu diyetini yapanların içerisinde yalnızca kan grubu A olanlar değil, tüm kan gruplarından bireyler bulunmaktadır. Bu da bize, A kan grubu diyetinin başka bir kan grubundaki kişiye de yarar sağladığını göstermektedir. 

A grubu diyetine bağlılık ve kan değerlerindeki olumlu değişimler arasındaki ilişki, bu diyetin kalp sağlığı için önerilen diyet düzenine benzer olarak çeşitli meyve ve sebzelerin tüketiminden yüksek, et ürünlerinden fakir olduğu düşünüldüğünde hiç de  şaşırtıcı değildir.

O grubu diyeti düşük karbonhidratlı diyetlere benzer; bu, bu tip diyete bağlılığın diğer düşük karbonhidratlı diyetler için daha önce gözlemlendiği gibi neden düşük serum trigliseritlerle (TG) ilişkili olduğunu açıklayabilir. Trigliserit seviyesindeki azalma, düşük karbonhidrat alımının trigliserit üretimini azaltması ve TG'nin hücre içine alımının artmasına bağlı olabilir.

Bu çalışmanın sonucu bizlere, belirli 'Kan Grubu' diyetlerine uymanın bireylerde bazı olumlu değişikliklere neden olduğunu, ancak bu değişikliklerin bir bireyin ABO kan grubuyla ilişkili olmadığını göstermektedir (2). Eğer kan gruplarıyla bir ilgisi olsaydı, A grubu diyetinden yalnızca kan grubu A olanlar fayda sağlamış olurdu.

Yine başka bir çalışmada, 973 fazla kilolu/obez yetişkinin üzerinde yapılan çalışmada, kişiler 4 kan grubuna özgü diyete göre sınıflandırılmıştır. Bireylerin 6 aylık bir diyet müdahalesinden sonra kardiyometabolik risk faktörlerinde iyileşme gösterdiği fakat önceki çalışmaya benzer olarak bulguların ABO kan grubuna özgü beslenmeyle ilgili olmadığı saptanmıştır (3).

Başka bir çalışmada, kan grubuna göre beslenmenin sağlığa faydalarını incelemiş olan 1415 adet makale incelenmiş ve ABO kan grubu diyetinin sağlık üzerindeki etkilerini gösteren hiçbir çalışma tespit edilememiştir (5).

SONUÇ OLARAK, 

 Beslenme, tüm insanların her gün gerçekleştirdiği bir eylemdir. Bu nedenle, beslenme hakkında herkesin her zaman söyleyecek bir şeyi olacak, yeni kitaplar çıkmaya devam edecektir. Peki biz tüm bu bilgi havuzunun içerisinde doğru olanı nasıl ayırt edeceğiz? Tabi ki, yapılan kanıt düzeyi yüksek bilimsel çalışmaların sonuçlarını takip ederek.

Kitabın 1996’da yayınlanmasına ve yazarın söylediğine göre diyeti uygulayıp hayatı değişen birçok kişi olmasına rağmen, yazarın yayınladığı hiçbir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Oysa ki yazar, bu diyeti uygulattığı kişilerin kan değerlerini veya kilo kayıplarını veri olarak toplayıp kolayca bir çalışma yayınlayabilir ve bu diyetin işe yaradığını kesin olarak kanıtlayabilirdi. 

Kan grupları ile bazı hastalıklar arasında ilişki olduğu doğrudur ve zaten bilinmektedir. Örneğin, kan grubu O olanlarda kardiyovasküler hastalık riski, kan grubu B olanlarda ise tip 2 diyabet riski daha düşük bulunmuştur. Bu bulgular ABO kan grubunun hastalık riskini değiştirmedeki potansiyel önemini göstermektedir (3). Fakat, ABO kan gruplarının bireyin diyetlere verdiği yanıtı değiştirip değiştirmeyeceği hakkında çok az şey bilinmektedir ve şu zamana kadar yapılmış bilimsel çalışmalar diyetin sağladığı yararların kan gruplarına özgü olmasıyla bir alakası olmadığını söylemektedir.

Bu diyeti uygulayıp fayda görmüş olan bireyler, daha önceki sağlıksız beslenme düzenlerini bırakıp bu diyete geçiş yapmış olabilirler. Kan grubu diyetlerinde zaten herhangi sağlıksız bir besin bulunmamaktadır. İşlenmiş gıdadan uzak durmanızı ve egzersiz yapmanızı da tavsiye etmektedir. Dolayısıyla, sağlıklı beslenmek yerine bu diyeti uygulayan bireyler fayda görecektir. Ama bu durum, kan grubu diyetinin bir mucize olduğunu göstermemektedir.

Ayrıca, kitapta ABO kan gruplarının yalnızca diyetlerinden değil, kişilik özellikleri ve yapmaları gereken egzersiz türlerinden de belirtilmiştir. Yapılan egzersiz önerilerinin hiçbiri için referans kaynak gösterilmemiştir.

Kitapta ilk insanların kan grubunun 0 olduğu şiddetle vurgulanmıştır. Oysa ki, antropoloji bilimi çalışmaları hangi kan grubunun en eski olduğunu henüz kesin olarak belirleyememiştir. İlk insanların, AB kan grubuna sahip olabileceğini de söyleyen teoriler bulunmaktadır (2). Bu durumda, AB ve 0 grubu insanlara önerilen diyetler birbiriyle karışmış olabilir.

Son olarak, klinik olarak en bilindik olan kan gruplarımız ABO olsa da MN, P, Secretor, Factor Q, Rh gibi birçok farklı kan grubu çeşidimiz vardır (2). Kan ve organ naklinde yalnızca ABO kan grubu önemli olabilir fakat, her birey tüm genleri ve farklı kan grubu çeşitleri ile diğer bireylerden ayrılmaktadır. Yani bir insanın, sadece ABO kan grubuna bakıp genetiğini analiz etmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla, ABO kan grubu diyetini bilimsel veri eksikliği nedeniyle, insanlara uygulatmamız için bir sebep bulunmamaktadır. Gelecekte, nutrigenetik ve nutrigenomik alanları kişiye özgü beslenme ile ilgili bize daha fazla bilgi verecektir, beklemeli ve bilime güvenmeye devam etmeliyiz.

KAYNAKLAR;

  1. D’Adamo P, Whitney C (1996) Eat Right 4 Your Type: The individualized diet solution to staying healthy, living longer & achieving your ideal weight. New York: Putnam. 
  2. Wang J (2014), ABO Genotype, ‘Blood-Type’ Diet and Cardiometabolic Risk Factors, Department of Nutritional Sciences, Faculty of Medicine, University of Toronto, Toronto, Ontario, Canada PUBMED: PMC3893150
  3. Wang J (2018), ABO Genotype, ‘Blood-Type’ Diet and Cardiometabolic Risk Factors, The Journal of Nutrition, Volume 148, Issue 4, April 2018, Pages 518–525, https://doi.org/10.1093/jn/nxx074
  4. Cusack L. (2013), Blood type diets lack supporting evidence: a systematic review, Am J Clin Nutr 2013;98:99–104. Printed in USA. doi: 10.3945/ajcn.113.058693.
  5. Farhud DD (2013), A Brief History of Human Blood Groups, Iranian J Publ Health, Vol. 42, No.1, Jan 2013, pp. 1-6